Zaman kadar kafaları karıştıran başka bir mefhum olmasa gerek. O mu insana bağlı, insan mı ona bağlı kimse çözebilmiş değildir. Tutamaz insan zamanı, zaman da tutamaz insanı bazen ama… Zamana mukayyed olmadan yaşamak mümkün olabilir mi diye düşünür insan, ona bağımlı değilsen, ona hükmedebilirsin mantık olarak. More…
Hiçkimsenin olmadığı o yere ne ilk gidişimdi bu ne de son olacaktı. İlk geldiğim günü hatırlıyorum da, ne çaresiz ve ne bedbaht hissediyordum. Bunalmış, sıkılmış ve kendimi Hiçkimseler Diyarı’na atıvermiştim. Kesret ne ağır ve kalabalıklar ne ürkünç geliyordu o zaman.
Halbuki Hiçkimseler Diyarı böyle midir? Orada ne kin ve nefret, ne kınama vardır, ne de kem söz işitilir. Orada tek var olan oraya götürdüklerindir. Tıpkı ıssız bir adaya düşünce, tek elinde olanın yanına götürdüklerin olduğu gibi. Ama hiçbir şeyde olduğu gibi buraya düşmende de rastlantı yoktur, bilakis kendi isteğinle, ihtiyaca binaen gelirsin. More…
Çalışma masamın üstünde biri küçük diğeri büyük iki bardağın içine özensizce iliştirilmiş farklı renk ve boyutlardaki çiçekler her nefes alışımda ve ben her bir harfi yazarken geçen o kısacak anda sürekli olarak solmakta ve canlılığını yitirmekte… More…